Kendini İyileştiren Kadının Hikayesi

ben

Bir süredir iyi hissetmiyordu kendini.Sabahları yorgun uyanıyor,yada uyanmak istemiyordu.Ama uyanması gerekiyordu güne gülümseyerek başlamalıydı.Nede olsa yalnız değildi.Saçları da günden güne dökülüyor üstelik deli gibi kaşınıyordu.Diz kapakları , dirsekleri ,kafa derisi kabuk kabuk dökülüyordu.Çoğu zaman kazıtmayı düşündü saçlarını ,delilik sayılmazdı yapmıştı çünkü daha önce alışkındı bu duruma.

Gitmediği doktor kalmamıştı,reçeteler hep aynıydı hiçbiri uzun süreli fayda etmiyordu.Stres demişti doktor kafana birşey takma,herşeyi çok düşünme.Çocuktan sonra herşey çok değişmişti hayatında.Zor bir bebekti onunkisi.Uyumuyor,Uyutmuyor,Yemek yemiyordu.Uzun süren iş hayatını bırakmış eve kapanmıştı.Akşama kadar çocukla ev işiyle uğraşıp , biran önce eşinin gelmesini beklerdi.Hem biraz dinlenmek,iki muhabbet etmek ,yada taktir edilmek.Eş gelirdi eve ama yorgundu .Nede olsa akşama kadar kaç kişiyle uğraşmıştı,kaç kişiyle konuşmuştu tek kelime etmeye takati kalmazdı uyurdu.Haklıydı.

Kadının konuşamadığı kelimeler günden güne birikmişti içinde.Kendini iyi ifade edemezdi.İnsanları çok önemserdi,takılırdı söylediklerine yaptıklarına üzülürdü.Duygusaldı çok.Boşvermeyi bilmiyordu,hiçbirşeyi oluruna bırakamıyordu.Su akardı ona göre ama sorunun sebebini sormadan ,çözmeden yolunu bulmazdı.cevaplardan ikna olmazdı.Sevmezdi samimiyetsizliği.

Kimseye kötülük yapmamış art niyet düşünmemişti.Samimi davranışlarına rağmen iyi gitmeyen ilişkilerden uzak duramıyor sürekli kendini sorguluyor,hatayı kendinde arıyordu.Böyle öğretilmişti çünkü.Insanları önemsedikce,konuşmaya çalıştıkca aynı cevapları alıyor,aynı davranışlara gebe kalıyordu.Küsmeyi ,kin tutmayı,nefret etmeyi bilmezdi.Farkındaydi nekadar açıklama yapsa karşısındakinin düşüncesini değiştiremicekti.Herkes anlamak istediği gibi anlayacaktı.Gereksiz bir önemseyişle devleştirmişti herkesi gözünde..

Sonra gittimeye karar verdi.Yeşile,maviye,sessizliğe.Kimseyi arayıp sormadı,çoğu kez kapattı telefonunu,sabah erkenden kalkıp yürüyor ve sadece okuyordu.Kafasında sadece şarkı sözleri dönüyordu.

Yavaş yavaş umursamamayı öğrenmişti.Birileri ona kızmıştı,küsmüştü ama hiç nedenini hiç merak etmiyordu.Sessizliğe bürünmüştü.Artık gelen,giden,söylenen,söylenmeyen hiçbirşeyin çok önemi yoktu.Kendini önemsemeye başladı günden güne.Çünkü zaman akıyordu.Tekrarı yoktu.

Çocuğunuda rahat bırakmıştı.Yemezse yemez uyumazsa uyumazdı,Nede olsa acıkınca yicekti.Misafir için günler önceden hazırlıklara başlamıcak strese girmicekti.Kimse aramış aramamış,sevmiş sevmemiş çamaşırlar yıkanmamış,camlar silinmemiş,çocuk hiç balık sevmemiş,brokoli yememiş hiç dert değildi.Sorgulamıyordu hicbirseyi,tepkisiz kalıyordu.

İyi hissediyordu kendini günden güne,dökülen saçlarının yerine yenileri çıkmış,kaşıntıları gitmiş,çocuğun iştahı açılmıştı.

Daha çok kelime biriktirmiyordu içinde,konuşmak yerine

yazıyordu artık kadın…

Nil Kurabiyesi

İzmir’de ailemizden uzak geçirdiğimiz bir yıl boyunca samimi dostluklarıyla bizi hiç yalnız bırakmayan sevgili arkadaşlarımız senem ve gökhan’a misafir olduk.Onların ve sevdiğimiz bikaç arkadaşımızında istanbul’a yerleşmesinden, sevdiğim insanlarla aynı havayı teneffüs etmekten oldukça mutluyum.

1407100123965

Yukardaki kurabiyenin adı Nil.Gökhan ile senem’in muhteşem eseri.Sevmelere doyamadığımız , ele avuca sığmayan bir melek.Nil kurabiyesi yetmezmiş gibi annesi birde un kurabiyesi yapmış bize.Ne yalan söyliim bu annenin yaptığı herşey çok tatlı 🙂

senem’in nefis un kurabiyesi nefis ve oldukça pratik.Tarifi şöyle

1 paket oda sıcaklığında margarin

1 yumurta

1 bardaktan biraz az pudra şekeri

1 paket vanilya

yarım paket kabartma tozu

aldığı kadar un.

önce şekerle yumurtayı çırpın.margarini ekleyip yoğurmaya başlıyoruz.Diğer malzemeleride ekledikten kulak memesi kıvamında bir hamur elde ediyoruz.Ceviz büyüklüğünde parçalar alıp şekil veriyoruz.180 derece fırında 30-35 dakika pişiriyoruz

.

Fırından çıkınca üzerine pudra şekeri serpiyoruz.

İsterseniz bu kurabiye hamuruna tarçın, ceviz, fındık ta koyabilirsiniz.

Afiyet olsun.

Son 1 ayda neler yaptık…

Görüntü

Uzun zamandır yazamıyorum.Çanakkale’deydik Tuna ile beraber.Şehrin stresinden ,kalabalığından sıkılıp ani bir kararla yazlığa gittik.Orada televizyondan ,internetten ,telefondan uzak kaliteli zamanlar geçirdik.Neler mi yaptık?

 

Görüntü

 

İlk gittiğimizde sitede çocuk yoktu.Tuna haliyle çok sıkıldı onu oyalamak için kimi zaman saklambaç oynadık kimi zaman çayır çimen gezdik.Nekadar oynasan da çocuk yorulmuyor ve sürekli “hadi şimdi başka bişey oynayalım annecim ” lafını duymaktan bende çok sıkıldım.Aklıma çocukken oynadığım bir oyun geldi.Eti puf paketiyle sinek yakalardık 🙂 Bunu Tuna’ya öğrettim çok uzun sürmesede kısa bir süre oyaladı 🙂

Görüntü

Uzun bir süre yağmur yağdı havalar serindi.Ama biz yinede sahile gittik.Suyun içinde koştuk.Su olurda Tuna eğlenmez mi ?Hiç sudan çıkmak istemedi.

Görüntü

Havalar ısındı Güller açtı.Mis kokuları hertarafa yayıldı.Tuna zaman zaman dayanamayıp koparıp “Annecim sana bi süprizim var” dedi.Gülleri bana uzatarak.Daha bi güzel kokar güller onun minik elinde.Kokladım hem onu hem güllerimi.Şükrettim 🙂

Görüntü

Yollarda beklenmedik misafirlerle karşılaştık.Çok heyecanlandık,yakından inceledik 🙂

Görüntü

Arkadaşları geldiğinde keyfimize diyecek yok.Nezaman bir çocuk gelse Tuna beni unutuyor bende biraz keyif yapıyorum.Arkadaşlarının geldiği anlar en güzel anlarımız oluyor.

Görüntü

 

Bu keyfimi bir ses bozuyor” Anneciiiiiiiiiiiiiiim kakam geldi” Keyfin içine etmek böyle birşey 🙂 Olsun ılık kahvede güzel.

Görüntü

Tadilat işlerimiz vardı.Boya badana yaptırdık.Ustalarla uğraşmak hiç kolay değildi.Ama çocuklar her fırsatta oynadılar 🙂

Görüntü

Dalından meyve yedik.Kayısılarımız büyüdüler..

Görüntü

Tuna’nın meyve saati.Her fırsatta meyve yedi.Ençok vişne sevdi ama ona hep kiraz dedi 🙂

Görüntü

Vişneler toplandı.Birazı komşulara verildi.Birazı reçel oldu 🙂

 

Görüntü

Yavru bir serçe bulduk.Şefkatle sevdi Tuna.Sonra yüksek bir dala bıraktık Annesi özler yavrusunu diyerek.

Görüntü

Komşularımıza davetliydik.Açık havada çimenler üzerinde keyifle 5 çayımızı içtik.Çok yedik.Ama hiç pişman olmadık 🙂

Görüntü

Sonra sporumuzu yaptık.Kardeşimle beraber hergün sabah ve akşam 1 ‘er saat yürüdük.Hafifledik haliyle mutluyduk 🙂

Görüntü

Havuzu doldurdu Tuna.Esen havaya rağmen suya girdi.”Bari mayonu giy” dediysemde “Ben donumla gircem ” dedi ve girdi.:)

Görüntü

Bazen alıp başımı kaçmak istedim ama çok uzaklaşamadım..”Anneysen fazla uzağa gidemezsin” 🙂

Görüntü

Herşey büyüyordu Daldaki şeftali ve Tuna hergeçen gün büyüyordu.Dahada tatlanıyordu Herşey.Belkide bir çocuk kopardığında daldaki meyve daha tatlıydı…

Görüntü

Ve Gün batımı..Gün son renklerini gösteriyor.Biraz turuncu biraz kırmızı biraz sarı…Harika bir manzaraya hergün şahit olabildiğimiz için şükredip Annemin Bergamot aromalı çayı ve biraz muhabbetten sonra.Huzurla dingin bir şekilde oğluşa sarılıp uyunur…

 

 

 

Özlediğim Manzara

 

 

 

Resim

 

Bugün çok istediğim birşey gerçekleşti.Hem Tuna için hem benim için.Ben oldum olası kapalı alanları hiç sevmem.Avm’lerde Çocuk eğlendirmek,spor yapmak vs..Bu hiç yapmıyorum demek değil tabi ama benim için bir tercih sebebi değildir.Hele hava pırıl pırıl ise ve o çocuklar kapalı alanlarda oynuyorlarsa çokta üzülürüm.

Bugün tüm ısrarlarıma rağmen Tuna hiç dışarı çıkmak istemedi.Bende ona camdan çocukları izlemesini söyledim.Komşularla Çok merhabalığımız olmasada çocukları tanıyorum.Müstakil bi ev var yanımızda ve iki bina arasındaki alanda oynuyor çocuklar.Ufakta olsa yola olan mesafesinden dolayı hep o evde oturan çocuğu şanslı görürüm.Kapıda oynayabileceği bi alan olduğu için.

Tuna hadi arkadaşlara Çikolata atalım dedim.Yusuf diye seslendi tuna ” yakala sana çikolata atıyoyuuuum” yusuf sevinerek yakaladı çikolatayı.Tuna yusuf’un üstündeki örümcek adamlı tişörtü görünce ” Yusuf tişöytün çok güzelmiş”dedi.Böyle bir iltifat beklemiyordu yusuf:) Annecim diğer çocuğun ismi ne diye sordu.Eray dedim.Eyaaaayy sanada çilokata atıyoyuum yakala dedi.Çocuklar hallerinden çok mutluydular.Tuna dedim hadi Aşağıya in sende onlarla oyna.Annecim sende gel beni bekle .Tamam hadi inelim derken kapı çaldı.Gelenler Yusufla Eray’dı.Tuna onları görünce çok şaşırdı Eli ayağına dolandı heyecandan bağıra bağıra konuşmaya başladı.

Araba oyuncağın varsa getir dediler Tuna’ya.Tuna tamam hepsini getiycem hemen geliyoyummm derken telaştan evden çıkamadı.Çünkü ilk defa birileri kapıya gelip onu dışarı davet etmişti.İndi aşağıya ben 15 dakika yanlarında oyunlarını izledim.Baktım kahkahalar havada uçuşuyor ortam iyi.Eee ozaman siz burda biraz oynayın ben kuaföre gidip hemen gelicem dedim.Tuna “hayır annecim gitme sende yanımda dur” desede onu ikna ettim.Çünkü babası camdan onu izleyecekti.Tuna sokağa inmiş üstelik bikaç arkadaş edinmişti.Bu sevinçle işimi hallettim eve geldiğimde Tuna yıkanmış paklanmış bana kapıyı açtı.

Çok eğlendiğini güldüğünü söyledi..İkimizde hayatımızda bi ilki yaşadık bugün.O bensiz sokakta arkadaşlarıyla oynadı.Ben onsuz Koaförüme gittim..Mutluyum çünkü sokakta hayat var 🙂

Yeni Bloğa Merhaba

 

Uzun zamandır çok severek okuduğum, merak ettiğim bloglardan sonra yazmaya karar vermiştim. Teknoloji özürlü bir anne olarak bu kararımı hep erteledim ta ki bugüne kadar 🙂

Sevgili arkadaşım Sezen ve tatlı kızı Duru’nun bize kahvaltıya gelmesiyle birlikte zincirlerimi kırıp Sezen’in ve Teknolojik Anneler Derya’nın desteği ile bloğumu oluşturduk. Bloğumda bana günlük hayatımda iyi gelen ne varsa ( Gezi, Çocukla aktivite, Yeme İçme, Aile ve İlişkiler ) paylaşmaya çalışacağım.  Hep güzel arkadaşlıklar, kaliteli zamanlar ve anılar biriktirmeyi umuyorum.

İlk paylaşımım da bugün ki kahvaltı selfiemiz olsun 🙂

 

IMG_20140428_162911